22 Mayıs 2008 Perşembe

EBRU GÜNDEŞ ROPÖRTAJLAR -1


Belki bazen sert gözüken, duvarları olan ama özünde sevecen, merhametli ve biraz da zeki...


Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Belki bazen sert gözüken ,duvarları olan ama özünde sevecen, merhametli ve biraz da zeki.

Ebru Gündeş bugünlere nasıl geldi?
İşine olan saygısı, disiplini ve emeğiyle, Ebru Gündeş bugünlere geldi…

Yeni Albüm çalışmalarınız var mı?
Evet. Ekim sezonuna 10. albümümü çıkaracağım. Allah kısmet ederse...

Albümlerde eski şarkılara mutlaka yer veriyorsunuz, geçmişe bir özlem mi var?
Geçmişe bir özlem muhakkak var, ee artık 31 olduk: gençlik günlerimizi arıyoruz; ama ondan ziyade ben bu şarkılarla büyüdüm. Ve onları okumak bana çok daha ayrı bir haz veriyor.

Yapmaktan en çok keyif aldığınız şey nedir?
Ev hayatımı seviyorum. Çok kez dile getirdim ama, puzzle yapmayı, ahşap boyamayı, film seyretmeyi ve kitap okumayı seviyorum.

Basın sizi hep, bir sevgiliyle yakıştırıyor fakat sizden yana hiç "sevgiliye" dair net kelimeler duymadık. Ama bir yandan da "aaahhhh aşk aşk" dediğinize de şahidiz. Gerçek aşkı yakalamak zor mu? Hele de, sanat camiasında. Basın sizi mutlu ve huzurlu bırakır mı?
Aslında zamanında çok duydunuz. Özel hayatıma dair her şeyi çok açık ortaya koyuyordum. Ama baktım ki ben anlatsam da anlatmasam da doğrulasam da doğrulamasam da magazin basını istediği şekilde yakıştırmalar yapıyor, ben de artık konuşmamaya karar verdim. Hiç tanımadığım insanlarla adım çıktı, organizatörlerle hatta yeğenimle… Ben hiçbir şey yaşamıyorum ya da yaşamayacağım demiyorum ama konuşmamayı tercih ediyorum artık. Sonuçta biz de insanız, bu haberleri yapan arkadaşların kızları, kardeşleri ya da arkadaşları yok mu, onlar hiçbir şey yaşamıyorlar mı veya onların normal arkadaşları olmuyor mu merak ediyorum… Basın bizlere bir birliktelik yaşadığımızda önce hep evlilik ne zaman diye sorar, evlendikten sonra ayrılıyormuşsunuz doğru mu diye…. Bunlara ne kadar göğüs gerebileceğin önemli.

Sesiniz ve yorumunuzda fazlasıyla iddialısınız. Halbuki bulunduğu yerleri hiç de hak etmeyen tarzınızda bir sürü sanatçı var. İsim vermeden bu konudaki görüşlerinizi açıklar mısınız?
Bulunduğu yeri hak etmeyen diye bir şey yok bence. Bir yerdeyse ve kalmışsa onu halk oraya getirmiştir zaten ve dolayısıyla da bir emek vardır. Ayrıca kimse kimsenin tarzında değildir, herkesin ayrı bir tarzı ve tadı vardır.

Maneviyatınızın çok güçlü olduğunu biliyoruz. Bazen keşke sade bir vatandaş olsaydım dediğiniz oldu mu?Hayır olmadı çünkü bulunduğum yer bana Allah'ın bir lütfu. Tabii ki bazı zamanlarda yorulduğum, özellikle basınla ilgili olaylardan bunaldığım oluyor, ama bir halk konserine gidip on binlerce kişinin sadece seni dinlemek için oraya geldiğini görmek, bir ağızdan şarkılarını söylediklerini duymak bir anda her şeyi unutturuyor inanın…

İmajınız ve özellikle de makyajınız her zaman sade ama ihtişamlı. Tercihlerinizde kendi yorumlarınız mı etkili olur?
Tabii ki kıyafet, saç, makyaj için beraber çalıştığım bir ekibim var. Ama çoğunlukla kendi zevklerim doğrultusunda tercihlerimi yaparım. Zaten sahne makyajlarımı da kendim yapıyorum.

Herkesin kıskanacağı bir fiziğe sahipsiniz. Fiziğinizi ve sağlığınızı korumak için neler yaparsınız?
Kimsenin kıskandığını sanmıyorum özellikle son dönemde. Hadi eskiden yiyip yiyip kilo almıyordum o yüzden özenebilirlerdi ama şimdi hep rejim... Bana da bir gün rejim yapacaksın deselerdi inanmazdım vallahi. Allah sağlık versin gerisi hikaye...

Kendinizle baş başa kalmayı sever misiniz?
Evet ve bazen herkesin kendini dinlemeye ihtiyacı olduğuna fazlasıyla inanıyorum.

Sizin hiç diğer sanatçılarla polemiğiniz olmadı, hiç kızmıyor musunuz sizinle pirim yapmaya çalışan kişilere?
Kızmıyorum herkesin kendi tercihi. Benim de tercihim o insanlarla polemiğe girmemek…

Sizce İnsanlar sizi neden çok seviyor? Büyük bir hayran kitleniz ve fanlarınız var.
Herhalde evlerinin kızları olarak görüyorlar diye düşünüyorum, onlara karşı samimiyetimi ve dürüstlüğümü beğeniyorlar, en önemlisi sesimi şarkılarımı seviyorlar. Hele fanlarım, onlar öylesine başkalar ki... Düşünsenize ailenizden, kanınızdan, canınızdan olmayan birilerinin size karşı bu kadar büyük ve karşılıksız bir sevgi beslemesi… Bu olağanüstü bir duygu inanın. Onların sevgisini hiçbir şeye değişmem çünkü onlar beni hiçbir şeye ve hiç kimseye değişmiyor.

Sizce Hayranlık duygusunun tanımı nedir?
Karşılıksız sevgi….

Herkes sizin şarkılarınızı dinliyor. Peki siz kimi dinliyorsunuz?
Öncelikle teşekkür ediyorum. Ben kimi dinliyorum ; İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Sibel Can, Kibariye, Mine Koşan, Ümit Yaşar, Selami Şahin, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Funda Arar, Sinan Zorbey ve daha şu anda aklıma gelmeyen birçok isim…

Serdar Ortaç hakkındaki düşünceleriniz?
Her zaman söylediğim gibi o bizim evin yaramaz çocuğu. Birbirimize kızarız, kırılırız ama asla vazgeçemeyiz. Geleceğim der gelmez, arayacağım der aramaz, ama her zaman gönlümdeki yeri apayrı…

Sanat camiası'ndan dostum diyebileceğiniz bir arkadaşınız, sırdaşınız var mı?
Tabii ki var. Ben bu camiada dostluk olmaz lafına da çok karşıyım, sanki her yerde, bütün iş kollarında çok var da biz de yokmuş gibi.

İleride mutlaka yapmalıyım dediğiniz bir hedefiniz var mı?
Hayatta mutlaka yapmalıyım dediğim bir şey yok. Çünkü hayatın ne getireceğini bilemiyorsunuz. Ben kaset tanıtımına gittim, beyin ameliyatı olup geri döndüm. Tabii işimi en güzel şekilde devam ettirmek; ama yine en güzel yerinde o beni bırakmadan bırakmak arzusundayım. E, bir çocuk da en büyük hayalim ama Allah hayırlısını versin diyorum artık.

Samimi ve içten cevaplarınız için çok teşekkür ederiz.


BU ROPÖRTAJ ALINTIDIR!....

Hiç yorum yok: